GumusSrc (şimdiye kadar 266 posta) | | eygamberimizin aile hayatını öğrenmek için O’nun nasıl bir aile reisi, nasıl bir koca,
nasıl bir baba, sosyal ve beşeri ilişkilerinin nasıl olduğunu bilmemiz lâzım. O’nu tanıyacağız,
tanıdığımız gibi yaşayacağız ki, mutlu olabilelim. Günümüzde aile fâcialarının tamamı
Hz.Muhammed’i tanımamanın, O’nun tarzını tarz edinememenin sonucudur.
Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin nasıl bir koca olduğuna baktığımız zaman,
O’nun gibi bir koca olma gayreti içinde çok şeyler öğreniriz.
Peygamberimiz evinde zamanının:
*Bir kısmını ibâdete,
*Bir kısmını ailesine,
*Diğer bir kısmını da kendisine olmak üzere 3’e ayırırdı.
Efendimiz, insanlara bildiğini anlatacak ilk kişilerin aile fertleri olduğunu göstermiştir.
O, kendisine gelen heyetlere:
“Ailenize dönün, burada öğrendiklerinizi onlarla paylaşın...” derdi.
Efendimizin bu yönünden en çok Hz. Aişe (r.anhe) faydalanmıştır. Hz. Hatice (r.anhe) ile
beraberliğinde göze çarpan en önemli nokta:
– Dostluk ve
– Arkadaşlıktır.
Hz. Hatice (r.anhe)’nin vefat ettiği yılın Peygamberimizin en çok üzüldüğü yıl “Hüzün yılı”
olarak anıldığını biliyoruz.
Veda hutbesinde:
“... Ey insanlar! Sizin kadınlar üzerinde bir takım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza
özen göstermelidir. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Onlara karşı iyi davranınız. l Eşlerinize şefkatle muamele ediniz...” buyurmuştur.
Peygamberimiz hanımlarının:
Hem hocası, Hem de kocası idi.
Evi mektepti. O mektebin hocası Efendimiz, talebeleri de hanımları ve çocuklarıydı.
O, hanımlarıyla:
Şaka yapmıştır.
Koşu yapmıştır.
Onlara espri yapmıştır.
Onları gece namazına kaldırmıştır.
Evde hanımlarına yardım etmiştir.
Hanımlarıyla daima istişare ederdi.
“Bir kimse eşine kin beslemesin, onun bir huyunu beğenmezse,
başka huyunu beğenir” buyururlardı.
“Mü’minlerin imanca en mükemmel olanı, ahlâkça en güzel olanı ve aile
fertlerine yumuşak davrananıdır” beyanı bugün çok daha iyi anlaşılmaktdadır.
O, hanımlara iyi davranmayı iyi Müslüman olmanın şartı saymıştır. Çünkü insanın
hayatta en yakın olduğu kişi hanımıdır.
Peygamberimiz hanımlarıyla:
Sohbet ederdi.
Onlara asla vurmadı.
Hakaret etmedi.
Olgunlukla yaklaştı.
Maddi-manevi ihtiyaçlarını giderdi.
Evlenirken mihirlerini verdi.
Düğünlerinde velime (yemek) verdi.
Hanımın ağzına konan lokmanın sevap olduğunu söylerdi.
Peygamberimize nasıl bir baba oldu diye baktığımızda,
O’nda bizim için örnek hayatı buluruz.
Peygamberimiz:
Çocukları çok severdi.
Sadece kendi çocuklarını değil başkalarının çocuklarını da severdi.
Bir defasında hasta Yahudi çocuğunu ziyaret etmişti. (Ebu Dâvud c/2. sf: 264.)
“Her çocuk Müslüman olarak doğar” buyurdu.
Çocuklara selam verirdi. Onların hatırını sorardı. (Buhari, edep: 81, Müslim, selam: 15)
“Bir baba evlâdına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakmaz” buyururlardı.
İnsanlar zihinlerinde kimleri canlandırıyorlar, zihinlerinde kimler örnek olarak
teşekkül ediyorsa, onlara benzemeye çalışacaklardır. Bizi Yaratan’ın bizden istediğini
en doğru şekilde yapabilmek için O’nun elçisini adım adım izlemekten başka çâremiz
yoktur. Mutluluğumuz da buna bağlıdır. |